27 Nisan 2011 Çarşamba

Gözleri

Sanki hiçbir şey uyaramaz
İçimizdeki sessizliği
Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey
Gözleri getirin gözleri.

Başka değil, anlaşıyoruz böylece
Yaprağın daha bir yaprağa değdiği
O kadar yakın, o kadar uysal
Elleri getirin elleri
Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk
Birleşip salıverelim iki tek gölgeyi.


.

21 Nisan 2011 Perşembe

İki Kalp

iki kalp arasında en kısa yol:
birbirine uzanmiş ve zaman zaman
ancak parmak uçlariyla değebilen
iki kol.

merdivenlerin oraya koşuyorum,
beklemek gövde gösterisi zamanin;
çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
bir şeyin provası yapılıyor sanki.

kuşlar toplanmış göçüyorlar
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.


.

13 Nisan 2011 Çarşamba

Sayfa 49

Toprağa mızrak diktiler, bıçak sapladılar, yaralandı. Derken,
uyumuşuz. Yıllar boyu. Bir gemi yolculuğuymuş bu.

Ruhun dudaklarındaymış, küçük burnunda, uzun kemiklerinde.
İfritler tutmuşlar da elinden seni kurtlara götürmüşler.

Beklemişler şafak olsun da uyanasın diye. Uyanmamışsın, aman uyanma,
bekle, geçsin günler, tutulsun güneş, kararsın gök. Gizlice geleceğim,

zifiri bir dehlizden geçip, denizlerin dibini bulacağız, açtığında gözlerini
ışıksız bir dünyaya, korkma, yalvarırım korkma, kendi ışığım bile sönmüş deme,

buluruz elbet kuru bir meşe, tutunuruz, vururuz kumsala, sen ve ben, çıplak.
İşte o zaman yıldızları tekrar elimize alsak, savursak, kahkahalar atsak...



.

2 Nisan 2011 Cumartesi

Sakıncasız

Bir kuş tüyüne değip de berelenmeden
Bir güz yelinde örselenmeden hiç
Çayırın acı yeşillerine uğramaksızın
Hırpalanmadan gün ışığında
Papatya kokularıyla ırgalanmadan
Sen yine orda mısın demeden
Sen hala
Sen hala gel demeden
Geliyorum ben sana.


.